Tıp otoriteleri tarafından titiz çalışmalar sonucunda
varılan konsensüsle elde ettiği tedavi önerilerinin, bu
tedavilere muhatap olacak hastalarca rahat anlaşılabilmesi
ve hatta hazırlık aşamasında katkılarının olabilmesi
gittikçe önem kazanan bir konudur. Bu nedenle gerçekleştirilen
bu ilk hasta versiyonu hazırlama inisiyatifi bu
konuda öncü olmuştur.
Kanada'da ileri sürülen görüşler ve sonrasında yapılan
çalışmalar hastaların tedavi konusundaki önyargı ve alışkanlıklarını
değiştirmenin belki de en iyi yolunun onları
da tedavi önerileri geliştirilirken çalışmalara katmak veya
oluşturulan önerileri hastaların rahatlıkla anlayabileceği
bir şekilde sunmak olduğunu ileri sürmektedir9,10.
ASAS/EULAR inisiyatifi Zürih toplantısında 10 Avrupa
ülkesinden katılan hastalarla tıbbi bir metin olan tedavi
önerilerini hasta-dostu İngilizce bir metine çevirdiler. Bu
konuda çeşitli zorluklar yaşandı; örneğin bir çok ülkenin
İngilizce kelimelerdeki farklı anlayışları aşılmak zorunda
kalındı, hastalar birçok maddede önerilerin genişletilmesi
gerektiğini bir istek listesi halinde sundular. Bu toplantıda
yaşananlara benzer şekilde bizim Türkçe çeviri çalışmamız
sırasında katılımcıların bazı terimleri anlamakta zorluk
çektiği ve bu nedenlerle öneri tablosuna bir sözlük eklenmesi
gerektiği görüşü ağır bastı. Zaten İngilizce çeviride
de değiştirilemeyen bazı tıbbi tanımlamalara ve terimlere
de açıklama konulmuştu.
Değerlendirmeler sırasında 4. öneride bazı katılımcılar
egzersiz önerilerinin daha açık ve örneğin yüzme ve diğer
havuz egzersizleri gibi modaliteleri belirterek yazılmasının
daha aydınlatılacağı düşüncelerini belittiler. Bu metin bir bakıma resmi tedavi önerileri sayılabileceğinden sağlık
otoritelerinin ve geri ödeme kurumlarının konuya önem
vermelerini sağlayacağı düşüncesi ortaya konuldu. Yine
Zürih çalışmasına paralel olarak güncel gelişmeler ve yeni
yayınlar ışığında bazı katılımcılar Hastalık Modifiye Edici
İlaçların AS'de kullanımında ek organ tutulumlarının
(örneğin inflamatuvar barsak hastalığı veya sık üveit atakları
gibi) varlığında kullanım ilkelerinin mutlaka güncellenmesi
gerekliliğini vurguladılar. Dokuzuncu öneri olan anti-
TNF ilaçların kullanım ilkelerinde bahsedilen “ASAS anti-
TNF kullanım ilkelerinin” de benzer bir metotla hazırlanacak
hasta versiyonunun, özellikle hastalar arasında internet
veya bazı basılı kaynaklardan gelen yanlış düşünce ve inanışları
düzeltebileceği öngörüsünü belirttiler.
Tedavi önerilerinin hasta versiyonunu çeşitli dünya
dillerine çevrilmesi ve hastalarca değerlendirilmesi çalışmaları
halen sürmektedir. Oldukça verimli geçen çalışma
toplantısında bu tedavi önerilerinin daha fazla sayıda
hasta tarafından paylaşılacağı, bilginin yaygınlaşacağı ve
dolayısıyla klinisyenler arasında da farkındalığının artacağı
görüşü benimsendi. Bu anlaşılabilir hasta metni sayesinde
tedaviyi alan hastalar kendilerini de tedaviyi veren
takımın bir parçası olarak göreceklerdir10,11.
ASAS/EULAR tedavi önerilerinin romatologlar arasındaki
farkındalığı çeşitli ülkelerde araştırılmıştır12,13.
Romatologların büyük çoğunluğu konsept olarak öneriler
üzerinde fikir birliğinde olup, yaklaşık skorlamaları
8.9±0.9 olarak bulunmuştur. Kişisel bazda uygulama oranları
da oldukça yüksek bulunurken Avrupa ülkeleri arasındaki
mevzuat ve geri ödeme kurumlarındaki farklılıklardan
dolay anti-TNF ilaçların uygulamalarında değişiklikler
bulunmuştur12.
Sonuç olarak ASAS/EULAR AS tedavi önerileri hasta
versiyonunun Türkçe çevirisi başarıyla yapılmış ve geniş bir
konsensusla üzerinde fikir birliği sağlanmıştır. Bu tip çalışmalar,
bu ve benzer önerilerin hastalarca farkındalığının
artmasına ve tedavide hekim hasta iletişiminin daha
yararlı ve kolay olmasına yardımcı olacaktır.
Teşekkür
Bu toplantıya katılan ve özveriyle katkıda bulunan
katılımcılara;
Adıgüzel K, İzmir; Altınbay M, İstanbul; Araba Ş, Ankara;
Bilgiç M, İzmir; Eron M, İzmir; Gencer N, İzmir; Gürsoy Y,
Manisa; Kantar L, İzmir; Koralay T, İzmir; Mutlu T, Manisa;
Taşdemir S, İzmir; Tunalı A, Manisa, teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Çıkar Çatışması
Yazarlar herhangi bir çıkar çatışmasının söz konusu
olmadığını bildirmişlerdir.