Osteoartrit, tüm toplumlarda en sık görülen eklem
hastalığıdır, prevalansı yaşla birlikte artar ve hastalığın
ilerlemesi, önemli ölçüde fonksiyonel yetersizliğe yol açabilir.
Amerika Birleşik Devletleri’nde, eklem hastalığına
bağlı ortaya çıkan disabilitenin değerlendirildiği bir çalışmada
osteoartritin, romatoid artritten 7 kat daha fazla
disabilite nedeni olduğu bildirilmiştir
15. Osteoartritte
farklı tedavi yöntemleri uygulanabilmekle birlikte henüz
hastalığın ilerlemesini durduracak bir tedavi yöntemi mevcut
değildir. Bu bakımdan tedavide hedef, ağrının azaltılması
ve fonksiyonun iyileştirilmesi olmaktadır. Medikal
tedavide en sık steroid olmayan antiinflamatuvar ilaçlar
kullanılır ancak bu ilaçların kullanımında mutlaka potansiyel
risk ve kazançlar gözden geçirilmelidir
16. Çoğunlukla
riskin kazançtan fazla olduğu akılda tutulmalıdır. Cerrahi
müdahaleler, bazı durumlarda semptomları azaltır ancak
invazif ve pahalı yöntemlerdir. Fizik tedavi modaliteleri,
tedavi edici egzersizler ve ortotik cihazlar da nonfarmakolojik
ve cerrahi dışı tedavi yöntemleridir
17.
Bizim çalışmaya aldığımız hastalar, Ketoprofen
%2.5’lik jel ile iyontoforez uygulanmış olan hastalardı.
Hastalarımızın, tedavi öncesi ve sonrası fiziksel kısıtlılık ve
ağrı şiddeti, fonksiyonel iyileşme skoru sonuçları farklıydı.
Tedavi sonrasında ağrı ve fiziksel kısıtlılıkta azalma, fonksiyonel
iyileşme skorlarında artış saptandı.
Antiinflamatuvar ilaçlar lokal olarak farklı şekillerde
uygulanabilmektedir, en sık konvansiyonel jel formunda
cilt üzerine sürülerek uygulanmakla birlikte iyontoforez
ve fonoforez yöntemleri de kullanılmaktadır. Bu yöntemler,
kullanılan ilacın sistemik yan etkilerinin en aza indirilmesini
ve istenilen bölgede daha yüksek konsantrasyona
ulaşabilmesini sağladığı için avantajlı görünmektedir18,19. Galvanik iyontoforez uzun zamandır bilinen ve elektrik
akımı ile aktif iyonların epidermis ve mukoz membranlar
içine verilmesini sağlayan bir elektroterapi yöntemidir.
Ketoprofen, antiinflamatuvar etkisi aspirinden daha
güçlü bir nonsteroid antiinflamatuvar ilaçtır19. Ketoprofen jelin iyontoforez yöntemine uygun olduğu ve
uygulanan bölgede istenilen konsantrasyona ulaşabildiğine
dair çalışma sonuçları vardır. Tashiro ve ark.20 çalışmalarında
ketoprofen jel iyontoforezi yapılan bölgede
kutanöz ven örneklerinde ketoprofen konsantrasyonunu
sistemik ven örneklerine göre daha yüksek bulmuşlar ve
ketoprofen jel iyontoforezinde uygulama yapılan alanda
yüksek konsantrasyona ulaşabildiğini bildirmişlerdir21,22. Benzer bir çalışmada, ketoprofen jel iyontoforezi
sonrası uygulanan bölgede cilt ve cilt altında ketoprofen
birikimine rastlanmadığı, istenilen derin dokuya tamamının
absorbe olduğu gösterilmiştir23.
Diz osteoartritinde iyontoforez ve fonoforez yöntemlerinin
etkili olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur.
Madenci ve ark.5 diz osteoartriti olan hastalarda ibuprofen
iyontoforezi ve fonoforezi sonuçlarını karşılaştırdıkları
çalışmalarında her iki grupta da fonksiyonel kısıtlılıkta
azalma ve yaşam kalitesinde düzelme sağlandığını bildirmişlerdir.
Kozanoğlu ve ark.24 çalışmalarında diz osteoartritinde
iyontoforez ve fonoforez tedavilerinin etkili
olduğunu ancak etkinlik yönünden birbirine üstünlükleri
olmadığını bildirmişlerdir. Bir başka araştırmada, diz osteoartritinde
sodyum salisilat ile iyontoforez tedavisinin
TENS’e göre ağrı ve fonksiyonel iyileşmede daha etkili
olduğu bildirilmiştir9.
İyontoforez, noninvazif, ağrısız, ve güvenilir bir yöntemdir,
özellikle sistemik ilaç kullanımının gerekli olmadığı
veya kontrendike olduğu durumlarda alternatif yöntem
olarak düşünülebilir.
Diz osteoartritinde selekoksib, plasebo ve ketoprofen
iyontoforezi etkinliklerinin karşılaştırıldığı çalışmada oral
selekoksib ile ketoprofen iyontoforezinin etkinliklerinin
benzer ve plasebodan üstün olduğu bildirilmiştir. Yan etki
açısından ise selekoksib kullanılan grupta miyokard infarktüsü ve anjina ile karşılaşılırken iyontoforez grubunda herhangi
bir yan etki ile karşılaşılmamıştır. Ayrıca, celokoksib
grubunda gastrointestinal yan etkiler de plasebo ve iyontoforez
grubundan daha fazla ortaya çıkmıştır18.
Topikal nonsteroid antiinflamatuvar jellerin hafif bir
masajla cilde sürüldükten sonra stratum korneumda kaldığı
ve kas ve eklem içerisine yeterli düzeyde absorbe
edilemediği gösterilmiştir25. Oysa iyontoforez yönteminde
kullanılan jeller kas ve eklem dokuda istenilen
konsantrasyona ulaşabilmektedir. İyontoforez uygulamasından
sonra sistemik dolaşımda tespit edilen ilaç düzeylerinin
önerilen günlük maksimum düzeyin üzerine çıkmadığı
tespit edilmiştir, bu yönüyle de güvenilir bir yöntem
olarak düşünülebilir18,26.
Sonuç olarak iyontoforez yöntemi invaziv olmayan,
kolay uygulanabilen, oral medikal tedavilere göre yan
etkisi az, konvansiyonel fizik tedavi yöntemlerine (yüzeyel
sıcak, derin sıcak, analjezik akım) göre tedavi süresi kısa,
cerrahi tedavilere göre daha ucuz ve invaziv olmayan bir
tedavi yöntemidir. Diz osteoartritinin oldukça sık görülen
bir hastalık olması, bu hastaların sürekli ilaç kullanmak
zorunda oldukları, ve ilaç yan etkileriyle özellikle gastrointestinal
yan etkilerle sık karşılaştıkları düşünülürse iyontoforez
yöntemi etkili, güvenilir, alternatif bir tedavi
yöntemi olarak düşünülebilir.
Çıkar Çatışması
Yazarlar, herhangi bir çıkar çatışmasının söz konusu
olmadığını bildirmişlerdir.